Araştırma geliştirme ve inovasyon kavramı son dö-nemlerde oldukça önem kazanan, özellikle akademi vesanayi işbirliği bağlamında ele alınan buna karşı günü- müzde çok farklı biçimlerde uygulama alanı bulan ve çoğu durumda işletmelerin kendi bünyelerinde de özel birimlerle üretim süreçlerine dâhil etmeye çalıştığı yeni fikir, buluş ve bu yöndeki sistemli çabalar bütününü ifade etmektedir. OECD çalışmalarında araştırma ve geliştirme fa- aliyetleri “bilgi dağarcığını artırmak amacıyla sistema- tik olarak sürdürülen yaratıcı çalışma ve bu bilginin yeni uygulamalar yaratmak için kullanılması” olarak tanım- lanmaktadır. Yani işletmeler sürekli ve sistemli bir biçim-de yeni üretim biçimleri ya da ürün elde etmenin yön- temlerini ya da mevcut işleyişlerini daha etkin ve verimlibir biçimde nasıl yürütebileceklerinin yöntemlerini arar- lar. Bu süreçler neticesinde genel olarak ya ürün çeşitli- liği sağlanır ya da üretilen ürünler daha verimli bir biçim-de üretilmesinin yöntemleri tespit edilir. Yani her iki du- rumda da işletmelerin karlılıkları esastır ve bu noktada oldukça önemli gelişmeler kaydedilmektedir. İnovasyon kavramı ise OECD ve Eurostat’ın birlik- te hazırladığı Oslo Kılavuzunda şu şekilde tanımlanmak-tadır; (inovasyon), yeni veya önemli ölçüde değiştirilmişürün (mal ya da hizmet), veya sürecin; yeni bir pazarla-ma yönteminin; ya da iş uygulamalarında, işyeri organi-zasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır. Özetle söylemek gerekirse araştırma geliştirme veinovasyon faaliyetleri birbiriyle oldukça ilişkili ve iki süreçte birbirini besleyen ve neticesinde işletmelerde önemli oranda karlılık artışını sağlayan endüstriyel bir uygulama yeniliğidir. İki kavramın da temelinde yeni birürün ya da yeni bir süreç ve organizasyon yapılanmasıvardır.